İçeriğe geç

Osmanlıca Soğan Ne Demek

Şugan ne demek?

Soğan kelimesinin İstanbul ağzındaki karşılığıdır.

Sayru ne demek Osmanlıca?

5. Türk-Türk lehçelerinde, “hasta” anlamına gelen sayru sözcüğü, tarihi metinlerde olduğu gibi yaşamaya devam etmektedir. Ancak “sokel” sözcüğü, genel anlamda bir hastalık için değil, “ateş, humma, tifo, grip ve zatürre” gibi belirli bir hastalık için kullanılır.

Sehil ne demek Osmanlıca?

Sıf. ve I. (Ar. sehl) Basit: Dünyanın israfı hem zarar hem de hayrettir / İnsanın sütünü zarardan kurtar (Seyyid Nesimi). Sehl-ter (ﺳﻬﻠﺘﺮ) sıf. (Farsça. -ter ekiyle) Daha basit, çok basit: Meyhanelerde cem içmek zevktir / Cemle sevinip de keder yükünü çekmek ayıptır (Nebi’den).

Osmanlıca öküz ne demek?

Eski Türk belgelerinde; dişi sığır için “inge”, erkek sığır için “buka”, yeni sütten kesilmiş buzağı için “buzagu” ve hadım edilmiş boğa için “öküz” kelimeleri kaydedilmiştir. Sığır ve öküz (iki yaşına kadar olan bir buzağı) ilk olarak sırasıyla Karahanlı ve Eski Kıpçak metinlerinde bahsedilmiştir.

Latince soğan ne demek?

Soğan (Allium cepa L., Latince cepa “soğan” kelimesinden), aynı zamanda yaygın soğan veya soğan olarak da bilinir, Allium cinsinin en yaygın olarak yetiştirilen sebzesidir. Arpacık soğanı, soğanın botanik bir türüdür.

Şurva ne demek?

“Çorba” kelimesinin orijinal hali antik metinlerde bulunur. Bkz. ÇORBA [ayrıca günlük dilde Şorva – Şurva olarak da bilinir]: Yukarıda belirtilen mutfakta yıl boyunca reçete edilen toplam çorba miktarı bin altı yüz on ölçektir…

Şiyr ne demek Osmanlıca?

Şiyar isminin anlamı: Dikkatli, uyanık.

Satvet Osmanlıca nedir?

1. Karşı konulamaz derecede güçlü ve yıkıcı bir güç, korkutucu, boyun eğdirici bir güç, muhteşem bir kuvvet: Senin gücün isyancıları çok itici kıldı / Düşmandan kimse korkmuyor (Nedim’den).

Rüesa ne demek Osmanlıca?

Kubbealtı Sözlüğü (ﺭﯘﺳﺎﺀ) i. (Ar. re’īs, ru’esā’nin çoğul hali) reisler, başkanlar: Kırım Savaşı sırasında ordularımız iyi örgütlenmişti ve liderlerimiz yeterli askeri eğitim almışlardı (Nâmık Kemal).

Şükuh ne demek Osmanlıca?

(şükûh) Büyüklük, azamet, haşmet: Bu çemen otu devletin gülüdür / Şükrün ve izzetin bahçesi ve padişahıdır (Nebi).

Şüden ne demek Osmanlıca?

şuden (şud) kökünden “olmak, gitmek” anlamında olup, “gelip gitmek” anlamına gelen Âmed (ü) şud’un telaffuzunda kullanılmıştır: Sopayla vuran eli, âmed ü şud’uyla hep gözünün önündeydi (Ahmet Râsim).

Sıyanet ne demek Osmanlıca?

Arapça ṣwn kökünden gelen ṣiyāna(t) صيانة “koruma, muhafaza etme” kelimesinden türemiştir.

Osmanlıca boğa ne demek?

Osmanlı Türkçesi ile Burç İsimleri: Koç: sığır-ul-kurban, Boğa: inek-ul-kamış, İkizler: Adem-ul-paar-i Aynen Yengeç: yaratık-ul-deniz-ul, böceğe benzer Aslan: Malûkat-ul vahşi Başak: bitki-ul arpa ve yulaf, Terazi: endaze-i kantar Akrep: haşere-ul zehir Yay: silah-ul bahar Oğlak: davar-ul-sakal-ı sivri kova: …

Osmanlıca köfte ne demek?

Osmanlı dünyasında 15. yüzyılda Ahmed Cavid tarafından yazılan Tercüme-i Kenzü’l-İştiha adlı yemek sözlüğünde köftenin “kûfte” olarak tanımı şöyledir: “Kûfte: Dövülmüş, ezilmiş demektir.” Köfter dedikleri şeye kebap da denir.

Odın ne demek Osmanlıca?

Odin’in “Tanrı Baba” veya tanrıların babası unvanı, Viking Çağı toplumlarındaki statüsünün gerçek bir yansıması olmaktan çok, sonraki kaynaklarda edebi bir tema olarak yer almaktadır.

Şumus ne demek?

(ﺷﻤﻮﺱ) I. (Ar. şems “güneş”, şumūs’un çoğulu) Güneşler: Tebrizli Şems, görünmeyen göklerin ışığı / Işığının her zerresine pervane oldu (Esrar, dede). Yüreğindeki çit hüzünle titrerken / Kollarıyla özgür ruhlu bir adamdır (Mehmet Akif).

Şude ne demek Osmanlıca?

şuden (şud) kökünden “olmak, gitmek” anlamında olup, “gelip gitmek” anlamına gelen Âmed (ü) şud’un telaffuzunda kullanılmıştır: Sopayla vuran eli, âmed ü şud’uyla hep gözünün önündeydi (Ahmet Râsim).

Şuğul ne demek?

“Şuğl”, Türk dini müzik bestecileri tarafından Türk anahtarları ve ritimleri kullanılarak bestelenen Arapça metinli ilahileri ifade eder. Günümüze ulaşan örnekleri 17. yüzyıla kadar uzanır. Suğul’un 17. yüzyıldan beri bestelendiği söylenebilir.

Şubuhat ne demek?

(ﺷﺒﻬﺎﺕ) i. (Ar. Şubuhāt, Şubhe’nin -āt ekiyle çoğulu) Şüphe: Sözlerin doğruluğuna tam olarak kanaat getirmediği halde, bunların yanlış olup olmadığına karar veremediği için günlerce şüphe içinde kaldı… (Recâîzâde M. Ekrem).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort ankara escort bayan